Kâbil Reis’in canı sıkkın bu
aralar. Yine gülümsüyor, canına can katıyor insanın ama var bir şeyler. Yüreği
mangal gibi derler ya hani, öyle delikanlıdır Kâbil Reis. Eski zaman
ağabeylerinden.. 25inde var yok, erken fener yakmış. Mahallenin gözbebeği,
gururu. Bizim mahalleden okuyan bir o çıktı, bir de Nazlı. Sanki hiçbir şey
olmamış gibi ama bazen öyle bir dalıyor ki gözleri, bazen de öyle bir doluyor
ki bıraksa kendini gözyaşı senelerce durmayacakmış gibi. Kimi zaman bana bile yutturuyor
‘iyiyim’ ayaklarını. Yine de biliyorum, içinde in cin top oynuyor, öyle sessiz,
hissiz.. Böyle bir sessizliğinde uğursuz bir huzuru olur, Kâbil Reis nasıl
dayanıyor anlamıyorum.
O zamanlar bir onla bir bunla
olan Zeynep geçen evlendi. Bir daha içi yanmıştır Reis’in. Biz demiştir, nasıl
böyle olduk be Nazlı demiştir. Öyle bir gittin ki demiştir; bir bulut yağdı
üzerime ama.. böyle bir ıslanmak görülmemiştir.
Nazlı’yla Galatasaray’da beraber
okudular üniversiteyi. Reis, Nazlı’nın çocukluk aşkı, az koşmadı peşinden.
Bütün mahalle çok sevinmiştik birlikteler diye, Kâbil Reis’e tutkun kızlar
hariç tabi, onlar çatır çatır çatlamakla meşguldüler. Birlikte daha bir güzel
olmuşlardı. Sanki Allah bile daha çok seviyordu onları. Şimdi durum farklı;
hiçbir şey olmamış, o zaman hiç yaşanmamış gibi. Kâbil Reis’in ağzından tek
kelime çıkmaz, bir kere Nazlı dediğini duymadım daha. Ama mektuplar var, bir de
ses kaydı. Onlar oldukça unutamazsın, yaksan bile unutamazsın. Ondan Nazlı’ya
daha zor; mavi elleri var Reis’in beyaz mürekkepli, taksa teybe sesi var
capcanlı, nasıl unutur ki Kâbil Reis’i. Bunları ben Gül’den öğreniyorum,
Nazlı’nın kardeşinden, ona da ben yanığım ama söyleyemiyorum, orası da başka
bir hikâye.
Nitekim Nazlı gitti, Kâbil Reis
hamuş oldu. Bir gün yine Turgut Ağabey’in meyhanede içiyoruz, dedim ki: “Reis
be, kalbimizi çok kırıyorlar.” O yarım tebessümüyle, “Ee aslanım, kalp dediğin kırılacak” dedi. Sonra yine
daldı. Bilirim hala üzülür. Nazlı da üzülür muhakkak. Kâbil Reis, gitti diye
üzülür, Nazlı da git dedi diye.
beşiktaş,
eylül 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder