Mehmet Kırımlı ile ilgili bir yazı dizisi hazırlamak fikri zihnimde, öylesine, alelade bir zamanda belirmedi. Bilakis, bir an önce çalıştığım dergideki işimi kaybetmemi engelleyecek bir şeyler yazmak zorundaydım. Saatlerce düşünmeme rağmen hâlâ bir şey bulamadığım bir gecenin sabahında o günün gazetesini incelerken ilk kez gördüm Mehmet Kırımlı ismini: "Yılın İşadamı Ödülü Genç CEO Mehmet Kırımlı'ya!" Bu ismi ilk defa duyuyordum. Fakat esas ilgimi çeken kısım, Avrupa'ya ve Amerika'ya otomobil parçaları ihraç eden Auto-Tech firmasını geçtiğimiz üç yıl içinde ülkenin en büyük şirketi hâline getiren bu genç işadamının, haberin alt metninde yer alan açıklamaları oldu. Bizzat kendisinin kaleme aldığı kısa konuşma metni aynen paylaşılmıştı. Yıllık izni için Fransa'da ailesinin yanında olduğunu ve annesine akşam yemeklerinde olacağına dair söz verdiği için törene katılamadığını bildirip şöyle devam ediyordu:
"İşte bu kutsal sebepten dolayı bu akşam bana layık görülen ödülü, şirketimizin en alt kademesinden benim bulunduğum noktaya kadar görevli olan çalışma arkadaşlarım, sorumlu olduğumuz üstlerimiz ve hepimizin aileleri adına değerli çalışma arkadaşım, misafir ağırlama ve ikram işleri sorumlumuz, canımız, Mihriban Abla, Mihriban Gözütok alacak. Bugüne kadar içtiğim en lezzetli kahveleri Mihriban Abla'nın elinden içtim. Kendisine minnettarım. Şirketimizin geldiği noktaya tesadüf eseri gelmediğini, bir firmanın bünyesinde bulunabilecek en iyi ekiple çalıştığımı belirtmek isterim. Sadece çalışanlarımızla değil, ailelerimizle de ilgilenen personel müdürümüze, herhangi bir devletin dışişleri bakanı olsa o ülkeyi ihya edecek yetenekteki dış ilişkiler sorumlumuza, projelerimizi en hızlı ve verimli şekilde hayata geçiren operasyon müdürümüze, bize sadece parça değil teknoloji satmak itibarını kazandıran araştırma ve geliştirme müdürümüze, vizyon kelimesini yeniden tanımlayan yatırım başdanışmanımıza, tarihin en şeffaf ve en titiz kayıtlarını tutan finans müdürümüze, tüm bu departmanlar ile alt departmanlarımızda görevli çalışma arkadaşlarıma tüm yaratıcılık ve fedakarlıkları için ve son olarak değerli patronlarımıza bize özgür bir çalışma ortamı sağlayıp arkamızda durdukları için tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bu işi birlikte başardık."
Bu alışılmadık derecede samimi üslup çok hoşuma gitmişti. Fakat esas ilgimi çeken şey biraz araştırmaya çalıştığımda hiçbir şey bulamamam oldu. Gerçekten de bu adam hakkında temel bilgilerin dışında hiçbir şey bulunamıyordu. Kendisiyle görüşmek istedim. Arayıp asistanından iki hafta sonraya randevu aldım. Ancak randevu tarihine iki gün kala önemli bir yurtdışı gezisi münasebetiyle randevunun iptal edildiğini bildirdiler. Ben de bu sürede boş durmuyordum. Mezun olduğu okulların yıllıklarına ulaşıp hayatı boyunca etrafını çevreleyen insanların bir şemasını oluşturdum. Bulduğum insanlar, bağlantılar gittikçe tuhaflaşıyordu. Peşinde olduğum şeyin değerini bırak neyin peşinde olduğumu dâhi bilmiyordum. Bugün geldiğimiz noktaya varacağımızı hayal bile edemezdim. Çevresiyle teker teker bağlantı kurdum ve onlara yazı dizisinden bahsedip, görüşmek istediğimde mutlulukla kabul ettiler. Konuşmaya başladıktan sonra da yeni bağlantılar elde edip asla tahmin etmediğim bilgilere ulaştım. Daha fazla ön bilgi paylaşmak yerine bu bilgileri paylaşmak daha anlaşılır olacaktır.
Bu tefrikanın devamında Mehmet Kırımlı ile tanışacaksınız.
Bilge Karayel
İstanbul, 2015.
İstanbul, 2015.
Dostum Teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilestağfirullah. :)
Sil